SELAMUN ALEYKÜM

İnşaallah istifadeye medar olur!!!!!!

4 Ağustos 2010 Çarşamba

İslâm İlim Tarihinde Coğrafya


Coğrafî keşiflerle ilgili ilk yazılı bilgiler M.Ö. 530 yıllarına kadar uzanır. Denizci asker Hamonl'un hatıraları ve (uçsuz bucaksız denizlere dair) yolculuk hikâyelerinde, varılan yerler ve kurulan sömürgelerden bahsedilir. M.Ö.495–425 yıllan arasında yaşayan Heredot, dünyayı o zamanki bilgiler ışığında üçe ayırmıştı; Orient (Asya), Occident (Avrupa) ve Libya (Afrika). Dünyayı tanımak için, Akdeniz dışına çıkan Fenikeliler'den başka, Yunanlı, Mısır ve Kartacalı gezginler de ilk öncülerdendi. Ancak yine de dünya hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıydı. Asya'nın derinlikleri ve okyanusun ötesi bilinmiyordu. Sahip olunan bilgiler de yerlerini zamanla muharref Tevrat ve İncil'in akılla çelişen (aklın açıklayamadığı değil), dogmatik metinlerine bırakıyordu. Sonraları gerçek bilgiler efsaneler arasında kayboldu; dünya dümdüz bir mekân olarak tasavvur edilmeye başlandı.

İslâmiyet'in doğuşu ile birlikte, bilimde ve sanatta dünyayı daha gerçekçi bir şekilde tanıma yolunda önemli adımlar atıldı. Yeni dînin gerçeklerini anlatmak isteyen insanlar bütün dünyaya dağılıyordu. Ve dünya, maceracı-sömürgeci gelenekleri reddederek bütün insanları aynı ana-babanın çocukları ve hakikatin tebliğinde eşit muhatablar olarak kabul eden müstesna bir ahlâk anlayışıyla tanışıyordu.

Müslümanlar Amerika'ya ulaştığında, Henri'nin kurduğu okula mensup olan batılı gezginler "sis ve kaynayan dalgalar denizi" efsanesiyle meşguldüler ve yeni yürümeye çalışan çocuk gibi okyanus sularına ayaklarını daldırıp çekmeye başlamışlardı. Gerçekte Henri dünya tarihini değiştiren bîri değildi. Müslüman denizci ve gezginlerin birikimlerini kendi devleti için bir malzeme olarak kullanmak istiyordu. Ne yazık ki daha sonra herşey batılıların yazdıkları ile kaldı. (Ayrıntılı bilgi için bkz. M. Hamidullah, Makaleler ve A. Dilipak, Coğrafi Keşiflerin İçyüzü).

İSTİKRARLI ÇİZGİ:
Müslüman coğrafyacılara ait ilk ciddi ve çaplı eserlerin Halife el-Me'mun döneminde verilmiş olduğu görülür. "Me'mûniye haritası" olarak bilinen dünya haritası da onun zamanında yapılmıştır. "Mesalik ve Memalik" (Yollar ve Memleketler) adlı seyahatnamenin yazan İbni Hurdanbih ve "Suret-el Arz" (Yeryüzü Şekilleri) adlı kıymetli eserin sahibi Musa el-Harizmî'nin yanısıra, 'Kindî, Serahsî, Bettanî, Ferganî ve İbni Yunus gibi eser veren zatlara yine aym dönemde rastlıyoruz.

"Murûc-uz Zeheb" (Altın Çayırlar) adlı coğrafya ansiklopedisini derleyen el-Mes'udî, "Hudûd el-Âlem" (Dünyanın Sınırları) yazan Zeyd el-Belhî, ayrıca İbni Havkal ve İstahrî, takip eden dönemin önemli isimleridir.

Müslümanların, üzerinde yaşadıkları dünyayı tanıma arzusu, onları Hindistan'a, Çin'e, Sumatra'ya, Java'ya hatta Amerika'ya kadar götürmüştür. Bu hususta, Tacir Süleyman'ın "Ahbâr es-Sîn" (Çin Hakkında Bilgiler) ve "Ahbâr el-Hind" Şehriyar Ramehurmuzî'nin "Acâib-ül Hind" (Hîndistan'ın İlginç Yönleri) adlı çalışmaları zikredilebilir. Bkz. "The Ship of Suleiman", London, 1972).

JEODEZİ:
Jeodezinin kurucusu Birunî'dir. Müslümanlar, enlem ve boylan, dağların yüksekliklerini, Arz'ın çapını hesaplama çalışmalarının yanısıra, Yer yüzeyinin özellikleri ile ilgili matematikî araştırmalarda da bulundular. (Baranî, Sh. H., "Müslim Researcher in Geodesy" Islamic Culture, s.336-339).

Jeodezi ve matematikî coğrafya üzerine onbeş eser kaleme alan Birunî'yi detaylı ve hassas çalışmaları ile İbni Yunus takip eder. On üçüncü yüzyılda Ebu'l Ali el-Markuşî " Cami el-Mebadî vel, Gâyat" (Başlangıç ve Neticelerin Birleşimi) adlı eseriyle aynı konuda çığır açmıştı. Sarton, onun eserleri hakkında şunları yazacaktır: "Sadece İslâm dünyasında değil bütün dünyada matematikî coğrafyaya en büyük katkıyı yapmıştır." (Sarton, G. "An Introduction to the History of Science", c.II. Baltimore s. 41–42, 1931).

ZİRVE DÖNEM: İslâm coğrafya araştırmalarının Ortaçağda ulaştığı zirve, Birunî'nin "Tahdid Nihayet el-Amakin" (Şehirlerin Koordinatları) adlı eserinde görülür.

Müslümanlar onikinci asırdan Rönesans'a kadar coğrafya ilmini sistematik temellere oturttular. Bu dönemde "Muhbet-ed Dehr" (çağın seçimi) isimli eseriyle Dimeşkî, "Acaib-el Buldan" (Ülkelerin İlginç Yönleri) isimli çalışmasıyla Zekeriya el-Kazvinî, ayrıca Ebu'l Fida, İdrisî, Yakut ve İbni Batuta akla ilk gelen zirve şahsiyetlerdir. İdrisî'nin 1154'de tamamladığı, Batı Anadolu, Trakya, İstanbul ve Balkanlar'ın bir kısmını gösteren, yerleşim merkezleri ve bölgelerin ayrıntılı olarak tanıtıldığı coğrafya haritasının orijinali hâlen (Doğu) Berlin'deki İslâm Müzesi'nde bulunmaktadır.

Avrupa Rönesans'ının hemen arefesinde Müslümanlar denizcilik coğrafyasında önemli ilerlemeler kaydettiler. İbni Mâcid, Avrupa'yı kayda değer ölçüde etkileyen "Kitab el-Fevâid fi Usûl-i İlm el-Bahr vel Kavâ-id" (Deniz İlminin Temel Prensipleriyle İlgili Faydalı Bilgiler) adlı eseriyle oşinografinin temellerini atıyordu. "Tufan" (Typhoon) ve "Mevsim" (Monsoon) gibi birçok kelimeler aynı araştırmacının çalışmalarıyla batıda meteoroloji terminolojisine girmiştir.

Osmanlılar döneminde "Menâzır el-Âlem" (Dünya Manzaraları) adlı eserin sahibi el-Âşık ve Çin hakkındaki risalesiyle Hitaî belli başlı araştırmacılardandır. Fakat bu dönemde coğrafya ilmine en önemli ve çağını aşar nitelikteki katkıyı Piri Reis'in 16. yüzyılda çizdiği, Afrika ve Amerika kıtalarının da yer aldığı haritalar yapmıştır. Kâtib-i Rum olarak bilinen Seyyid Ali Reis ise "el-Muhît" adlı eseriyle deniz coğrafyasının gelişmesinde pay sahibi olmuştur.

Modern çağ coğrafyasına geçiş ise Kâtip Çelebi'nin "Cihannümâ"sıyla oldu. Bu eser, Evliya Çelebi'nin kendi devrinin beşerî coğrafyasına ışık tutan "Seyahatname" isimli eseriyle çağdaştır. Diğer yandan altını çizmeliyiz ki, İslâm, ilmi diğer sahalarda olduğu gibi coğrafyada da yalnızca gayretinin bazı sonuçlarını geliştirip Batı'ya aktarmakla kalmadı; aynı zamanda Rönesans’ı da hazırlayarak son dönem batılı kaynaklardan da yararlanmasını bildi ve batıdan kendisine bu geçici, diğer disiplinlerin geçişindeki türden bir tahribata yol açmayacak tarzda gerçekleştirdi (Nasr, S.H. İslâm ve İlim, s. 45).
***Jeo. Müh. Nevzat BAYHAN********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder